Dr. Agâh Oktay GÜNER'in 21 Nisan 2016 tarihli, YENİÇAĞ Gazetesi'nde yayınlanan Köşe Yazısı: "23 NİSAN KUTLU OLSUN"


23 NİSAN KUTLU OLSUN
23 Nisan'a bir gün kaldı. Ne yazık ki TBMM'nin açılış yıldönümü olan ve millî iradenin "Çocuk Bayramı" ilan ettiği bugünü, terör bahanesiyle hükümet kutlamaktan çekiniyor ve Kut'ül Ammare zaferimizin çeşitli etkinliklerle anılmasını istiyor. Öncelikle şu gerçekte anlaşalım; Kut'ül Ammare zaferi bizimdir. Bugüne kadar ihmal edilmesi onu küçültmez. Ayrıca o kadar zengin bir zaferler tarihimiz var ki.. .Hangisini hatırlıyor ve zafer sırlarını araştırıyoruz? Niğbolu, Sırpsındığı, Mercidabık, Ridaniye, Mohaç ve nicesi sadece tarih kitaplarımızın içinde  değil mi? Netice olarak Kut'ül Ammare zaferine karşı özel bir unutturma gayretinin varlığını iddia etmek mümkün değil. 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı ise millî tarihimizin en önemli günlerindendir. Bu milletin millî günüdür ortak hatıramızdır ve iftiharımızdır. 23 Nisan 1920'de var olma veya yok olma kavgası veren Türkiye bunu millî iradenin bir meclis çatısı altında temsili ve memleketin onun şahsında bütünleşmesiyle aşılacağına inanıyordu. Nitekim bu inanç hedefini buldu. TBMM Orduları emperyalistlerin emrindeki işgalci güçlere gereken cevabı verdi. ABD'li Prof. Dr. Ernest Jack şöyle yazıyor: "Mustafa Kemal'in Çanakkale Boğazı'nda kazandığı zafer, yüzyıllardan beri Karadeniz'den çıkarak Akdeniz'e ulaşmayı amaç edinmiş olan Çarlık Rusya'sı emperyalizminin ölüm çanını çaldı... Sakarya boyunca Atatürk'ün gelecek zaferi, Akdeniz'den Karadeniz'e ulaşan Yunan emperyalizmini sona erdirdi: Bu iki emperyalist akım, ilk defa Osmanlı imparatorluğunu ve sonra Türk ulusunu savunan asker ve devlet adamı tarafından bozguna uğratıldı."

Millî tarihimiz bir bütündür
General De Gaulle'ün de ifade ettiği gibi Atatürk uyguladığı politikalar ve kesin çizgili devrimleriyle Türkiye'yi Batı dünyasının itibarlı bir üyesi yapmıştı. Bugün bu itibarlı çizgide devam etmek isteyen Türkiye ve bu milletin aziz evlatları O'nun eylem stratejisini ve zihniyetini dikkatle takip edecektir. Türkiye'de garip rüzgârlar esiyor. O'nu aksettiren her şeyi silme gayretlerine şahit oluyoruz. Uçaktan "ATA" adı kaldırılıyor, kılık kıyafet kanunu ayaklar altına alınıyor. Atatürk Orman Çiftliği'nin her gün bir parçası işgal ediliyor. Millî bayramlarımız 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı, türlü bahanelerle kutlanmıyor. Bayramlar millî hafızanın güçlendiği, millî birliğin kudret kazandığı zamanlardır. Bu günleri unutturarak varılmak istenen hedef Atatürk'ün millet hafızasındaki yerini karartmaktır. Millî tarihimiz bir bütündür. Kut'ül Ammare zaferi bizimdir. Çanakkale zaferimizden sonra tek zaferdir. İngiltere için büyük bir yenilgidir. Ordunun başında Halil Paşa, Kurmay Başkanlığında Kâzım Karabekir bulunmaktadır. İngilizlerin ısrarlı taarruzlarına son tokadı Ali İhsan (Sabis) vurmuştur. İngiltere'nin deniz uçaklarıyla üç defa ikmal yapma gayreti yetmemiş, Kut'da bulunan 13 general, 481 subay ve 13 bin 300 er Osmanlı kuvvetlerine teslim olmuştur.

Fikir babası Atatürk...
Tarihimiz zaferleri ve mağlubiyetleriyle bizimdir. Öyle şerefli mağlubiyetler vardır ki galibiyetten üstündür. Ancak, hiç bir zaferin bir diğerini gölgelemesine ve bir bayramı karanlığa sürmesine müsaade edilemez. 23 Nisan'ın Çocuk Bayramı olması düşüncesinin fikir babası Atatürk'tür. Benoit Mechin; "Kurt ve Pars" adlı eserinde Atatürk'ün "Ben çocuk bayramını, çocuklara hürmet edilmesini temin ve onların zaafından yararlanarak çok defa yapıldığı gibi onlara eziyet ve hayvan gibi muamele edilmesini önlemek için meydana getirdim. Bu tedbirim, milletin geleceğine bir saygı olarak görülmelidir" dediğini aktarmıştır.

Bu ifade günümüzün çirkinliklerine de ışık tutuyor. Ne acıdır O'nun bu yüce hassasiyetini günümüzde iktidar sahiplerinde göremiyoruz. Bazı yurtlarda çocukların başına gelenleri yüzümüz kızararak okuyor, dinliyoruz. Bu rezillikler karşısında iktidarın sahiplerine yakışan: "kapatın bu rezalet yuvalarını!" demektir. Ayrıca devletin ilgili müfettişleri özel şahısların, derneklerin dağ başlarında kurduğu her birisi bir şato gibi heybetli binaların duvarları arkasında hangi faciaların yaşandığını araştırmalı, yurt hizmetleri namuslu kadrolarla devletin elinde toplanmalıdır. Yavrularının ırz ve namusuna sahip olamayan ilgili bakan ve topyekûn hükümet, koltuklarında nasıl oturur? Atatürk dönemini karartmaya çalışanlar, kendi yüzlerindeki ve vicdanlarındaki karayı ne zaman görecek?

23 Nisan Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramını daha güzel, huzurlu, aydınlık günlerde kutlamak dileğiyle, hepinize tebriklerimi sunuyorum.

Yazan: Dr. Agâh Oktay GÜNER

    

Döviz Fiyatları

ANKARA'da 3 Günlük Hava Durumu

Başkanımız

Köşe Yazıları

Gazete 1. Sayfaları

Röportajlar

Son Eklenen Video

Konferans Formu