Dr. Agâh Oktay GÜNER'in 8 Eylül 2016 tarihli, YENİÇAĞ Gazetesi'nde yayınlanan Köşe Yazısı: "FIRAT KALKANI OPERASYONU VE ÖTESİ"


FIRAT KALKANI OPERASYONU VE ÖTESİ
G20 devlet başkanları sekizinci kez 2015'te Antalya'da toplanmıştı. 4-5 Eylül'de-Çin'de toplandılar. Bu iki G20 Zirvesi arasındaki sürede Türkiye'nin dış politikasında önemli değişiklikler olduğu ikili temaslarda da, aile fotoğraflarında da gözlemlenebiliyor. Geçen zirvede Rusya ile soğuk, ABD ile sıcak ilişkiler söz konusuyken Çin'de tam tersi görülüyor. Çin'deki Zirve 9 Ağustos'ta Erdoğan ile Putin arasında St. Petersburg'da yapılan görüşmeden kısa bir süre sonra gerçekleştiği için bir anlamda ilişkilerin yeniden düzelmesi yolunda o görüşmenin teyidi ve tamamlayıcısı oldu denilebilir.

Türkiye'ye sınırın öbür tarafından atılan IŞİD füzeleri sık sık düşüyor, ama hava harekatı yapılamıyordu. Rusya ile ilişkilerin düzelme yoluna girmesi ve Çin'deki temaslarda konunun görüşülmesi akabinde Cerablus Operasyonu başlatıldı. Putin ve Erdoğan'ın Ağustos'taki görüşmelerinde Fırat Kalkanı harekatının da konuşulduğu, Çin'deki zirvede bu sürecin nasıl ilerlediği konusunun ele alındığı belirtiliyor. Türk tarafının çok geniş bir heyetle görüşmelere katılması, hem ilişkilere verilen önem hem de kapsam genişliğinin göstergesi olarak yorumlanabilir.

Aslında tarafların Antalya'daki G20 Zirvesi'nde 3 Aralık 2015'te Türkiye'nin Suriye'ye girmesi konusunda mutabakata vardığı, ancak 24 Kasım'da uçak krizi ile bu sürecin sekteye uğradığı belirtiliyor. 9 Ağustos'taki görüşme öncesi 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişiminde Putin'in gösterdiği tepki ilişkilere olumlu katkı sağladı. Türkiye ile Rusya'nın ilişkileri krizden öncesine göre daha ileri aşamaya da gidebilir. Çünkü İran ve Çin de Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinden yana gözüküyor. İran ve Rusya'dan Türkiye'nin operasyonuna yönelik ciddi bir tepki gelmemesi hatta destekleyici demeçlerin verilmesi önemli. Ancak, Türkiye'nin Rusya ve İran'ın Suriye'deki pozisyonlarını adım atarken dikkate alması gerekir.

* * *
Savaş sonrasında Avrupa'da birçok eski müttefikini NATO ve Avrupa Birliği'ne kaybeden Rusya'nın Suriye'yi kaybetmemek için sonuna kadar direneceği açık. Bu yüzden geçen yılın eylül ayında, İran ve Hizbullah desteğine rağmen muhalif blok karşısında hızla gerileyen Esad yönetimini ayakta tutmak için doğrudan Suriye'de operasyonlara başladı. Tartus ve Lazkiye üsleri Akdeniz'e çıkış kapısı olarak Rusya için hayati önemi haiz. Bu yüzden Türkiye ne yaparsa yapsın Rusya'nın tavrının değişmesi neredeyse imkansız.

Bu kapsamda Türkiye, Suriye ve Esad politikasını yeniden gözden geçirmediği sürece yaşanan bahar uzun süremez. Türkiye'nin son zamanda bu konuda ciddi bir değişim içinde olduğu izlenimi edinmiştik ancak Fırat Kalkanı Harekatı'nda amacın dışına çıkılmaması büyük önem taşıyor.

* * *
ABD'nin PYD ile oluşturmaya çalıştığı Akdeniz koridoru Rusya açısından da çok olumsuzluklar içeriyor. ABD'nin PYD'ye verdiği destek IŞİD ile mücadele olarak gözükse de ABD bölgede yeni bir hat oluşturarak enerjiyi kontrol etmek, enerjinin bekçiliğini de PYD'ye vermek istiyor. Bu açıdan bu plan hem Rusya hem Türkiye hem de İran, Suudi Arabistan olmak üzere diğer ülkeler içinde oldukça tehlikeli. Kapsamını aşmadığı sürece Fırat Kalkanı Operasyonu Rusya'nın da menfaatine.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın  Çin'e giderken düzenlediği basın toplantısındaki açıklamaları Cerablus Operasyonu açısından bazı soruları cevaplıyor.

Görüldüğü üzere ABD bu operasyonda daha ziyade YPG'nin vurulmaması ile ilgileniyor ve YPG'nin Fırat'ın doğusuna çekildiğini iddia ediyor. Erdoğan'ın "YPG'nin Fırat'ın doğusuna geçip geçmediğinin ispatı bizim tespitimize bağlıdır" demesi; biz ABD'nin yönlendirmelerini dikkate almıyoruz anlamına geliyor. Ayrıca YPG'nin de vurulabileceğini gösteriyor ki intikal eden bilgilere göre bu zaman zaman gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı Telabyad'dan da bahsetti. Bu da harekatın kapsamının giderek genişletileceği izlenimini veriyor. Telabyad daha önce ABD'nin hava saldırılarıyla IŞİD'den alınmıştı. Burada YPG bulunuyor.

Türkiye çok önemli iç politika sorunlarıyla adeta boğuşurken dış politikada fevkalade dikkatli ve ölçülü olmak durumunda. Biz bu coğrafyanın yerleşmiş mensubuyuz. ABD okyanus ötesinde, Rusya ise hiç yakında değildir. Suriye ile ilişkilerimizi bu ölçüyle ele almamız asla dünde kalmadan bugünün menfaatlerine göre ülkemizin yararlarını gözetmemiz gerekiyor. Soğukkanlılık, itidal, teenni, durendişlik ve uzmanlığa saygı rehberimiz olmalıdır. Yaradan askerlerimizi korusun, Onları zaferle taçlandırsın.

Yazan: Dr. Agâh Oktay GÜNER

    

Döviz Fiyatları

ANKARA'da 3 Günlük Hava Durumu

Başkanımız

Köşe Yazıları

Gazete 1. Sayfaları

Röportajlar

Son Eklenen Video

Konferans Formu