Dr. Agâh Oktay GÜNER'in 9 Mart 2017 tarihli, YENİÇAĞ Gazetesi'nde yayınlanan Köşe Yazısı: "KADINLARIMIZ"


KADINLARIMIZ
Dün "Dünya Emekçi Kadınlar Günü"ydü. Tüm kadınlarımızı bir gün gecikmeli olarak kutluyor, yaşadıkları problemlerden arınmış, eşit hak, adil ücret ve lâyık olacakları saygıyı görecekleri, şiddetin son bulacağı bir Türkiye'yi, hep birlikte  göreceğimiz günlerin yakın olmasını gönülden diliyorum. Tabii ki bu temenni aynı zamanda yılmadan, bıkmadan azmimizi kaybetmeden gayret göstermemizi, önümüze çıkan engellerle kararlılıkla mücadele etmemizi gerektiriyor. Bugün kadın konusunda iç açıcı bir tablo görmüyoruz. Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, kadınların hayatlarına müdahale son yıllarda maalesef giderek arttı. Ama karamsarlığa kapılmadan elimizdeki demokratik ve hukuki imkanları bu durumu düzeltmek için kullanmalıyız.

Kadına mutlak saygı...
Unutmayalım ki kadınlar toplumun huzur ve güven şartlarında gelişir. Bir ülkede kadın yalnız başına sokağa çıkamıyor, parkta spor yapamıyor ve benzeri özgürlük haklarını kullanamıyorsa o ülkede maganda kurşunlarından insanlar ölüyorsa kadınların ve hatta erkeklerin korkusuz yaşamaları mümkün değildir. Kadın güzelliği ahlakın var olduğu şartlarda açan bir çiçek gibidir. Ne yazık ki ülkemizde son 15 yılda ahlaksızlık hızla artmıştır. Uluslararası hukukun üstünlüğü endeksinde Türkiye, 113 ülke arasında 99. sıraya düşmüştür. Basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke içinde 151. oldu. Basının susturulduğu, hukukun törpülendiği bir ülkede kadın hakları ve hürriyetleri ne ölçüde korunabilir? Son beş yılda 600 bin çocuk suça sürüklendi. 550 bin çocuk mağdur oldu. Çocukların cinsel istismarı %434 arttı. Kadına şiddet %1400, boşanmalar %38, fuhuş %790 oranlarında patladı. Tutuklu ve hükümlü sayısı %231 arttı. Uyuşturucu bağımlılığı %678, adam öldürme %261, cinsel taciz %499'la zirve yaptı. Türk toplumu bu rakamlarda görüldüğü gibi huzursuz ve hasta bir toplum oldu. Kurtuluş; Cumhuriyetin temel değerlerine, bu toprağın insanı aziz bilen kültürüne, kadına mutlak saygıdadır. Her vesileyle kadın erkek ayrımı yapmak yavruları acayip kılık ve kıyafetlere sokmak Suudi Arabistan özentisidir. Bu milletin tarihi hiç bir ülkeyi model almayacak, kendisini ayağa kaldıracak güçtedir.

Gelişmenin ilk şartı
Türk kadınları aslında dünyadaki bir çok ülkeden daha önce yasal haklara kavuşmuştur. Türkiye'de kadınlara seçme ve seçilme hakkı bazı Avrupa ülkelerinden bile önce 5 Aralık 1934 tarihinde tanınmıştır. Çünkü, Atatürk, kadının toplumsal statüsünü değerlendirebilen ve onların kadın olmaktan kaynaklanan haklarına sahip olmalarını gerekli gören üstün nitelikli bir liderdir. Kadın hakları insan haklarının da ayrılmaz bir parçasıdır. Zira insan kavramını kadın ve erkek birlikte oluşturmakta, bu kavrama her iki cins birlikte anlam kazandırmaktadır.

Çağdaş bir devlet olmanın, gelişmenin ilk şartı, kadınların sosyal, kültürel ve siyasal haklarını tanımak, bu haklara saygı göstermektir. Çağdaşlaşmanın ve çağdaş bir toplum olabilmenin yolu ve yöntemi budur.

Atatürk, Türk kadınına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınması üzerine bir notunda "...Bu karar, Türk kadınına sosyal ve siyasî hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir. Çarşaf içinde, peçe altında ve kafes arkasındaki Türk kadınını artık tarihlerde aramak lâzım gelecektir" demektedir. "Ey kahraman Türk Kadını sen omuzlar üstünde göklere yükselmeye layıksın", "Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadınının üstünde kadın çalışması yoktur. Dünyada hiçbir ulusun kadını 'Ben Anadolu kadını kadar çabaladım diyemez" sözleri ile Türk kadınını her zaman yüceltmiştir.

Maalesef kadınlarımızın bir bölümü kendilerine tanınan hakları  bilmiyor veya anlamıyorlar. Bir anlamda bindikleri dalları kesiyorlar.

Türk kadını güçlüdür
Kadınların üretime katılmadığı ekonomi hiç bir zaman yeterince yükselemez. Bir ülke ancak kadınlarının eğitimi, üretime iştiraki ve toplumda layık olduğu saygıyı görmesi ile kalkınıp ileri medeniyet seviyesine ulaşabilir. Bu sebeple acilen kadınlarımızı zor ve çetin şartlardan kurtarmak gerekir. Bunun için gerekli yasal düzenlemeler ivedilikle yapılmalı, uygulamada da titiz olunmalıdır.

Kadınlarımız, kadın sorunlarından haberdar ve haklarının bilincinde  olarak, TBMM'de, sendikalarda, sivil toplum kuruluşlarında yer almakta ısrarlı olmalıdır. Türk Kadını, Türk Anası her zaman güçlüdür. Kurtuluş Savaşımız büyük ölçüde kadınlarımızın kahraman desteğiyle kazanılmıştır. Bugün de en büyük kahramanlar eşlerini, yavrularını şehit verip, dik durmaya çalışan kadınlarımızdır.

Bize Cumhuriyet'i armağan edenler, her zaman kadınlarımızı önemsemiştir. Türk kadınları ve bütün Türk Ulusu da Cumhuriyet'i, Cumhuriyet'in Anayasasını ve bütün kazanımlarını koruduğu ölçüde lâyık olduğu yere gelecektir.

Yazan: Dr. Agâh Oktay GÜNER

    

Döviz Fiyatları

ANKARA'da 3 Günlük Hava Durumu

Başkanımız

Köşe Yazıları

Gazete 1. Sayfaları

Röportajlar

Son Eklenen Video

Konferans Formu