Dr. Agâh Oktay GÜNER'in 11 Şubat 2016 tarihli, YENİÇAĞ Gazetesi'nde yayınlanan Köşe Yazısı: "KAHRAMANIN ŞEHADETİ"


KAHRAMANIN ŞEHADETİ
Türk ordusu, Emniyet Teşkilatı teröre, teröristlere karşı yiğitçe çarpışıyor. Bu vatanı kemiren hainlere karşı; "Durun! Bu vatan sahipsiz değildir" diye kükrüyor. Çatışmaya ara verilince şehit olan kardeşlerini vatan toprağına gönderiyor, sonra derhal siperlere koşuyor.

Bir kere daha şu gerçeğe iman ediyoruz: "Dünya üzerinde en güçlü silah ateşlenmiş insan ruhudur" para ödeyip askerlik yapmayanlar, asker kaçakları bu kahramanların kazandığı zaferin takı altından geçecektir. Utanmadan, yüzleri kızarmadan... Ama Yüce Peygamberimizin sevgisinden ebediyen mahrum kalacak ve milletin lanetiyle unutulacaklar...

Jandarma Teğmeni Absüsselam Özatak kahramanca ölümü kucakladı. Daha önemlisi kahramanca yaşadı. Bu kılıç gibi teğmen her zaman insan oldu ve insanlığını kahramanlıkla taçlandırdı. Babası köy korucusuydu. 9 kardeşi vardı. Onların Hakkari'de iyi bir geleceğe sahip olmaları mümkün değildi. Bu düşünceyle, babasından aldığı feyz ve şahsiyetle en küçüğü 5, en büyüğü 23 yaşında (5, 6, 7, 12, 16, 18, 19, 20, 23) olan kardeşlerini Ankara'da kiraladığı eve taşıdı. 23 yaşındaki abla evde annelik görevini üstlendi, diğerleri okuyordu. Teğmen maaşı ile hep beraber geçinmeye çalıştılar. Belki yarı aç geçen günlerine rağmen mutluydular. Terörden uzaktılar. Babası Salih Bey ve annesi Zübeyde Hanım Hakkari'de kalmış, bağırlarına taş basıp çocuklarını yetişsinler diye gurbete göndermişlerdi. Teğmenin abisi Kazakistan'da öğretmen, kardeşi de Hakkari'de devlet memuruydu. Teğmen Abdüsselam Diyarbakır Cezaevi'nde görevliydi. Ancak 2 arkadaşının Sur'da şehit olmasından sonra, çok acı duydu. Jandarma Özel Harekat'(JÖH)ta görev almak isteyen dilekçesi kabul edildi. "Onlar şehit düşerken benim burada ne işim var?" diyordu. Diyarbakır Sur'da kahramanca çarpışırken şehit düştü. Silahlı kuvvetler bu aziz mensubunun ailesini uçakla Diyarbakır üzerinden Van'a götürdü. Ailenin iftiharını toprağa verdiler. "Mezarıma Harp Okulu'ndan gelecek toprağı koyun" vasiyeti yerine getirildi.

Şimdi devlet yöneticilerimize düşen acil bir kararla sonra kanunla bütün şehit yakınlarının okuyan evlat, kardeş eğitiminde sorumluluk yüklendiği yeğenlerine eğitimin her kademesinde karşılıksız burs vermesidir. Böylece o yüce ruhlu şehidin arzusu yerine gelecektir. Geride kalanlar da sahipsiz olmadıklarını görerek teselli bulacaktır. Askeri vakıfların bu yolda bazı uygulamaları var. Şükranla karşılıyoruz. Ancak daha geniş bir açıdan bakarak asker, Emniyet mensubu, sivil devlet görevlisi, korucu şehitlerimizin hepsi bir şemsiye altına alınmalıdır. Kahramanlarımıza minnet, sevgi ve saygıyla sahip olmalıyız. Onlar, o yiğitler 35 yıldır canını, kanını vatanı için seve seve feda ediyor. Gözlerini kaybediyor, eli, kolu, ayağı kopuyor. Protezlerle hayata tutunmaya çalışıyor. Bizim için çarpışan Gazilerimizi, Sosyal Güvenlik Kurumu görevlilerinin protez faturası ile ilgili olarak ne kadar üzüp, rencide ettiğini günlük haberlerde görüyoruz. Niye çarpıştılar? Niye şehit oldular? dercesine hamakat örneklerini okuyoruz. Bu durumu nefretle kınıyorum. Hükümet bu rezilliğe derhal son vermelidir.

Bazı gazeteler devletin bir bölümü çarpışır bir bölümü müzakere edebilir gibi mantıksız görüşlere yer veriyor. Bu bir hezayandır. Yaşanan tecrübelerin ışığında devlet çok ciddi bir plân hazırlamalıdır. Bu plân ekonomi ve eğitim gibi 2 ana bölüme dayanmalıdır. Devlet öncülüğünde dev kapasiteli, ciddi yatırımlara girilmeli ve işsizlik emilmelidir. Şunu daima dikkate almalıyız; iç göçün maliyeti bilinenden çok ağırdır. Gecekondu kemerleri kalınlaşırken alt yapı yatırımları kesintisiz ve artarak devam eder. Oysa eğitim ve sağlık hizmetleri ile işsizliğin emilmesine birinci derecede öncelik veren; sanayi yatırımları, çiftçilere ve hayvancılık yapanlara teşvik ve rahatlatıcı tedbirleri kapsayan bir planla hem göç önlenebilir hem de terörün zemin bulmasını sağlayan kaynaklar kurutulabilir. Devletin bölgeye getireceği sanayi yatırımları öncü olacak, zaman içinde özel sektör yatırımları da bölgeye gelecektir. Terörist olmak tek iş tercihi olmaktan çıkacaktır.

Kahramanlarımıza, onların geride bıraktıklarına, vatan coğrafyamıza ve cumhuriyetimize dirayetle sahip çıkalım. Eğer bunu yapmazsak o yiğitleri bir kere daha öldürürüz.

Yazan: Dr. Agâh Oktay GÜNER

    

Döviz Fiyatları

ANKARA'da 3 Günlük Hava Durumu

Başkanımız

Köşe Yazıları

Gazete 1. Sayfaları

Röportajlar

Son Eklenen Video

Konferans Formu